İran drone saldırıları ile hedefine ulaştı mı?

Geçtiğimiz hafta sonu yaşanan İran-İsrail gerilimi, Orta Doğu'da yeni bir boyuta evrildi. Şam'da gerçekleşen saldırıda İran'ın üst düzey generallerine yapılan suikastın ardından beklenen misilleme, İran tarafından İsrail'e doğrudan füze ve SİHA'larla yapıldı. Ancak, bu adımın İran'ın hedeflerine ulaşıp ulaşamadığı ve gelecekteki olası gelişmelere dair Orta Doğu Uzmanı Ahmet Faruk Asa'nın değerlendirmesiyle ilgi çekici açıklamalar geldi.

Ahmet Faruk Asa, İran'ın son dönemdeki eylem ve söylemlerinin, Filistin-İsrail çatışmasında doğrudan taraf olmaktan kaçındığını gösterdiğini belirtti. İran'ın uzun vadeli politikasının Orta Doğu'da vekilleri üzerinden etki sağlamak olduğunu ve bu çerçevede çatışmalara dolaylı müdahil olduğunu ifade etti. İran'ın, İsrail'e karşı bu misilleme saldırısını, Suriye'deki doğrudan hedeflenmesine verilen bir yanıt olarak değerlendirdi. Ancak, bu saldırının İsrail'e askeri ya da sivil kayıp olarak ciddi zarar vermediğini vurguladı.

ABD İLE KARŞI KARŞIYA GELME RİSKİ VAR

Uzman, İran'ın bölgedeki çatışmalara doğrudan müdahalesinin ABD ile karşı karşıya gelme riskini artıracağını ve bu durumdan kaçındığını dile getirdi. Ancak, ABD'nin bölgedeki varlığının azalmasıyla İran'ın nüfuzunu arttırma fırsatı bulduğunu da ekledi. İran'ın, bölgedeki çatışmalarda doğrudan yer almak yerine vekilleri üzerinden gücünü tahkim ettiğini belirtti.

Asa, İran'ın içsel sorunlarla boğuştuğunu ve böyle bir savaşın ekonomik açıdan ciddi bir yük getireceğini ifade etti. Ayrıca, Çin ve Rusya'nın İran'ı tam anlamıyla desteklemeyeceği endişesi taşıdığını ve İran'ın bölgedeki kazanımlarını riske atmamak için çatışmalardan kaçındığını belirtti.

Sonuç olarak, İran'ın Filistin-İsrail çatışmasında aktif rol almadan, söylem üstünlüğünü ve nüfuzunu artırmak için çatışmaları sınırlı şekilde kullanmayı tercih ettiği belirtildi. İran'ın bu tür eylemlerle bölgedeki duruşunu güçlendirmeyi ve vekilleri üzerinden etkisini artırmayı hedeflediği vurgulandı